Site Rengi

Şirince Felsefe Buluşması: “Melankoli”

Şirince Felsefe Buluşması: “Melankoli”
21 Ocak 2022 11:25
0
A+
A-

Arkhe Projesi Şirince Felsefe Buluşması, 10 – 13 Şubat 2022 tarihleri arasında Şirince / Arkhé Köyü’nde gerçekleştirilecek. “Melankoli” üst başlığıyla gerçekleştirilecek olan etkinliğin eğitmenleri Hüseyin Deniz Özcan, Türker Armaner, Ferda Keskin, Deniz Çiftçi ve Ece Eldem. Arkhe Projesi internet sitesinden Şirince Felsefe Buluşması ile ilgili açıklama ve davet şu şekilde;

Bu kış düşünce tarihini birçok bakımdan katetmiş ve farklı disiplinlerin araştırmalarına konu olmuş kadim bir temayı, Melankoliyi masaya yatırıyoruz. Melankoli nedir? İnsanın kendisini kuşatan kederin yoğunlaştığı anlarda içine düştüğü edilgen bir duygu durumu mu; yoksa deha ve yaratıcılık gibi etkinlik kategorilerinin kendisinden ayrı düşünülemediği bir varoluş üslubu mu? Eğer Melankoli, tekil bir bireyin öznel olarak deneyimlediği bir ruh halinin ötesinde, tarihsel bir olgu olarak ele alınırsa, bu durumda Antik Çağ ile Modern Çağın Melankoliye ilişkin tutumları arasında ne gibi farklar vardır? Melankoli mekâna nasıl sirayet eder yahut melankolinin mekanları nelerdir? Melankoliyi arzulayan ve kendi iktidarlarını sürdürmek için melankoliye ihtiyaç duyan politik rejimler hangileridir?

10-13 Şubat arası, Şirince’de; eğitmenlerimiz Ferda Keskin, Türker Armaner, Hüseyin Deniz Özcan, Ece Eldem ve Deniz Çiftçi ile bu tarz sorulara cevap arayacağız. Melankoli gibi çok yönlü bir meseleyi felsefi, politik, tarihsel ve sosyolojik olarak ele alan bu kampta Antik dönemden Modern döneme değişen genel perspektiflerin yanısıra, konuya spesifik olarak eğilen Kierkegaard ve Spinoza gibi filozofların düşünceleri de ortaya konulmaya çalışılacaktır. Eğer siz de bu meseleye ilişkin felsefi bir ilgiye sahipseniz Göçebe Düşünce Derneği ve Arkhe Projesi’nin işbirliğiyle düzenlenen bu kampı kaçırmamanızı tavsiye ederiz.

Dersler:

Ece ELDEM – Spinoza: Kederle Sevinç Arasında Fluctuatio Animi ve Conatus

Bu derste “melankoli”, Spinoza çerçevesinde bir keder türü olarak alınacak ve ruhun kederle sevinç arasında dalgalanışı, “conatus” kavramı merkeze alınarak incelenip tartışılacaktır. Tartışmayı “yaşamı sürdürme çabası” anlamına gelen “conatus” bağlamında yürütmek, bizi zorunlu olarak “Tanrı veya Doğa”, “varlık”, “güç”, “zihin-beden” vb. kavramların incelenmesine götüreceği gibi, ontolojik, etik ve politik alanlardan da geçirecektir.

Derste Spinoza’nın Ethica eseri temel alınacak fakat bunun yanı sıra, Politik İnceleme ve Teolojik-Politik İnceleme eserlerinden de faydalanılacaktır.

Ferda Keskin – Delilik ve Deha Olarak Melankoli

Bu derste melankoli kavramının Antik Yunan’dan moderniteye kadar uzanan süreçte geçirdiği teorik dönüşümler tartışılacaktır. Bu tartışmada melankoliyi bir tür delilik yani patoloji olarak gören gelenekle melankoliyi dehanın kaynağı olarak gören gelenek birlikte ele alınacak ve her iki geleneği temsil metinlerin yanı sıra kavramın sanatsal ve kültürel pratiklerdeki farklı tezahürleri incelenecektir.  

Türker Armaner – Kierkegaard, Varoluş ve Melankoli

Bu seminerlerde, Søren Kierkegaard çerçevesinde “melankoli”, “umutsuzluk”, “kaygı”, “varoluş” kavramları merkeze alınarak incelenecektir. Antik Yunan Felsefesi ile modern dönemi -başka kavramların yanında- “melankoli” açısından da karşılaştıran Kierkegaard, modern dönemde “melankoli”nin kapsamının genişlediğini, içeriğinin dönüştüğü belirtir ve bu durumu belirli bir “bilinç” görüşü ile ilişkilendirir. Dolayısıyla “melankoli”, Kierkegaard tarafından hem tekil bireyin varoluşunun uğradığı aşamalar, hem de tarihsel bir olgu olarak değerlendirilir. Seminerlerde temel olarak, Kierkegaard’un Kaygı Kavramı, Ölüme İlişkin Hastalık, Ya/Ya da metinleri ele alınacaktır.

Hüseyin Deniz Özcan  Melankolinin Politik Eleştirisi: Spinoza’nın Kederi İtibarsızlaştırma Projesi

 Spinoza’ya göre melankoli bir bedenin öylece dışarıdan maruz kaldığı sıradan bir keder değildir. Melankolinin çeşitli keder tipleri arasında ayrıcalıklı bir yeri vardır. İlk olarak, bedenin öznel deneyimimde melankoli bu kederi deneyimleyen modus’un göğsünde bir madalya gibi taşıdığı prestijli bir duygudur: Melankolik kişi kendi melankolisi ile gurur duyar. Spinoza’nın analizinin ilk değerli uğrağı ölümü yaşamın kalbine konumlandıran bu duygu durumunun hiçbir derinlikli yanının olmadığını göstererek keder ile bilgelik arasında kurulan geleneksel bağı koparmaktır. Fakat kederin tavizsiz eleştirsin menzili öznel yaşantıların temsilleri ile sınırlı değildir. Spinoza’ya göre melankoli basitçe kendi üzerine kapanan kederli bir yaşantı olmanın ötesinde, derinden politik içerimlere sahip bir duygu durumudur: köle, rahip ve tiranın işbirliğini pekiştiren keder rejimi kendi varoluşunu sürdürebilmek için melankolinin soylulaştırılmasına ihtiyaç duyar. Bu dersin temel meselesi melankolinin politik eleştirisini Spinoza’nın rehberliğinde tartışamaya açmak ve Spinoza’dan devralınan temaları güncelleştirmeye çalışmak olacaktır.

Detaylı bilgi veya başka sorularınız için:

Ege Polat: 5392579886

Nazlı Avcılar: 506 546 47 72

arkhefelsefe@gmail.com

Başvuru için lütfen tıklayınız.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.