Site Rengi

Doğu-Batı Dergisi 77. Sayısı Yeniden Okuyucuyla Buluştu

Doğu-Batı Dergisi 77. Sayısı Yeniden Okuyucuyla Buluştu
28 Nisan 2021 09:38
0
A+
A-

İlk sayısı Kasım 1997’de yayınlanan Doğu-Batı Dergisi Türkiye’de -istisnasız- Sosyal Bilimler ile ilgilenen herkesin bildiği bir yayındır. Yayın kurulunda Türkiye’nin önde gelen entelektüelleri yer alan Doğu-Batı Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmenliğini Taşkın Takış üstlenmektedir. Dergi, hakemli ve matbu olarak yılda dört kere (Kasım, Şubat, Mayıs, Ağustos) yayınlanmaktadır.

2016 yılında Yaz döneminde yayınlanan (Mayıs, Haziran, Temmuz) sayısının dosya konusu “Hınç” olarak belirlenmiş, içeriği ise şöyle:

Cehalete Övgü: Philistinism’in Bir Kaynağı Olarak Ressentiment

Burak Sayın

Yeni Bir An’ı Yaratmanın Sonsuz ve Eşsiz Tutkusu Olarak Hınç

Senem Kurtar

Sol Memenin Altındaki -Hıncın Psikodinamiğine Giriş-

Hakan Kızıltan

İntikamı Alınmamış Hınçlar: Nietzsche ve Scheler

Özgür Taburoğlu

Max Weber ve Hınç Ruhu: Nietzsche Mirası

Bryan S. Turner

Hegel’in Tinin Görüngübilimi’nde İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Ortaya Çıkışı ya da Efendi-Köle İlişkisi Üzerine

Eyüp Ali Kılıçaslan

Bertolt Brecht’in Kuralla Kural Dışı Adlı Oyununda Hınç Bilincinin Adaleti Biçimlendirişi

Mehmet Akif Tutumlu

Ruhu ve Bedeni Zehirleyen Kavram: Ressentiment

Songül Demir

Hınç Üzerine

Mehmet Aydın

Bir ‘Yargıdan Kaçma’ Eylemi: Baudelaire’de Hınç Kültürünün Üretimi

Adem Polat

Çizgisel Tarih ve Hınç: Nietzsche’nin Dans Eden Tanrısı

Serhat Soyşekerci

Ahlâkın Soykütüğü’nde Hınç Duygusu

Emre Karatekeli

“Beni Öldürmeyen Şey Güçlü Kılar”: Mezarlarına Tüküreceğim’e Bir “Hınç” Filmi Olarak Yeniden Bakış

Orhun Yakın

Yunan Trajedisi ve İnsanın Istırabı

Bernard Abraham van Groningen

 

Doğu-Batı Dergisi’nin 77. sayısını buradan eski sayılarını buradan satın alabilirsiniz.

Yorumlar

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. Necip UYANIK dedi ki:

    Bu sayının konusu ‘HINÇ’ başka bir deyişle ‘HASET’… Yazıların başlığına bakıldığında ne büyük bir eksiklik diye üzüldüm açıkçası. Çünkü bu konuda Kierkegaard’ın görüşlerine ve onun görüşlerini takip eden, geliştiren Adorno’ya yer ayrılmamış gibi görünüyor.